Yapay zekâ'nın tarihinin daha önceden bahsedildiği üzere bazı araştırmacıların çalışmalarından hareketle MÖ. 700'lü yıllara kadar dayandığı savunulmaktadır. Savunulan düşünceler kaynaklarıyla birlikte ''Mitolojide Yapay Zekâ" bölümünde bahsedilmiştir. Bilinen insanlık tarihinde yapay zekâ fikri, ortalama olarak MÖ. 6. yy'dan MS. 16.yy'a kadar sadece teorik bir düşünce olarak zihinlerde yer almıştır. 16.yy içerisinde ve daha sonrasında ise dünya genelinde birçok düşünür-filozof, yazar veya bilim insanı, teorik olarak şekillenen bu düşüncelerin, pratiğe dönüştürülebileceği (somutlaştırılabileceği) yönünde fikriyata kapılmışlardır. Bu durumun en etkili örnekleri arasında, 16.yy'ın başlarında İrlandalı yazar Jonathan Swift tarafından kaleme alınan ve 1726 yılında ilk kez yayınlanan Travels into Many Remote Nations of the World eseri verilebilir. Bu eserde Jonathan Swift insan olmayan fakat insanlar gibi hareket edebilecek mekanik zihinlerden bahsetmiştir. 1872 yılında ise İngiliz yazar Samuel Butler tarafından kaleme alınan ve baş kahramanın kurgusal olarak oluşturulan bir ülkede yaşadığı süreci anlatan Erewhon romanı yayınlanmıştır. Bu romanda hayalî olarak insanüstü özelliklere sahip makineleşmiş zihinlerden bahsedilmektedir. Buradan anlaşıldığı üzere, hem Mitolojik devirlerde hem de 1900'lü yıllara kadar insan zihinlerince yapay olarak üretilmiş birçok cismin tasvir edildiği görülmektedir. Ayrıca, Mitolojik zamanlarda tasvir edilen düşüncelerin sadece teorik olarak kaldığı, ancak 16.yy'dan itibaren yapay zekâ düşüncelerinin somutlaştırılmaya çalışıldığı kesin olarak ifade edilebilinmektedir. Bu düşünceler hemen hemen 1900'lü yıllara kadar devam etmiş ve birçok insan tarafından ilerleyen yıllarda yapay zekâ kavramları somutlaştırılmaya çalışılmıştır.