Yapay Zeka Tarihçesi - 20 ve 21. Yüzyıl'da Yapay Zeka

Altın yıllar (1956-1974)

Yayın tarihi :22-Eki-21
1958

Lips

John McCarthy, en eski programlama dili olarak bilinen ve günümüzde hala yapay zeka veya diğer yazılım çalışmalarında sıklıkla kullanılan Lips yazılım dilini geliştirmiştir. 

1959

Makine Öğrenmesi

Arthur Lee Samuel, tarihte ilk kez 'Makine Öğrenmesi (Machine Learning)teriminden bahsetmiştir. 

1961

Unimate

Amerikalı mucit George Devol tarafından tarihte ilk kez endüstriyel alanda hizmet için üretilmiş robottur.

1966

ELIZA

Alman bilgisayar bilimcisi Joseph Weizenbaum tarafından sohbet robotu olarak geliştirilmiştir. Bu sohbet robotu insanlar ile karşılıklı olarak ingilizce sohbet edebilme yeteneğine sahiptir.

1966

Shakey the robot 

Charles Rosen ve arkadaşları, kendi yapacağı hareketleri(eylemleri) kendisi düşünebilen Shakey the robot olarak adlandırılan mobil robotu ürettiler.

1968

2001: Bir Uzay Destanı

Bilim kurgu kategorisinde yayınlanan 2001: Bir Uzay Destanı filminde HAL 9000 (Heuristically programmed ALgorithmic computer-Sezgisel olarak programlanmış ALgoritmik bilgisayar)'e yer verilmiştir. Bu filmde HAL 9000, yapay zeka ile oluşturulmuş kötü karekterdir ve en büyük düşman olarak anlatılmıştır.

1968-1970

SHRDLU

Amerikalı bilgisayar bilimci Terry WinogradSHRDLU olarak adlandırılan ve erken doğal dil anlayabilme özelliğine sahip bilgisayar programını geliştirmiştir. Bu program insanlarla karşılıklı olarak basit diyologlar kurabilme yeteneğine sahipti.

1970-1973

waBOT-1

Japon bilim insanları belirli kalıplar üzerinde oluşturdukları matematiksel ve kelime algoritmalarını kullanarak waBOT-1 olarak adlandırılan antropomorfik robot ürettiler.

1956-1974 yılları arasında geçmiş bilgiler baz alınarak ve teknolojik imkânlarda yaşanan gelişmelere bağlı olarak matematiksel algoritmalar oluşturulmaya başlanmıştır. Oluşturulan algoritmalar sayesinde karmaşık formlarda bulunan matematiksel işlemlerin çözümü veya harflerle oluşturulan kelimelerin makineler tarafından işlenmesi sağlanmıştır. Günümüzde sıkça karşımıza çıkan Doğal Dil İşleme (Natural Language Processing (NLP))'nin doğuşu ise, makinalarda kelime işleme süreciyle başlamıştır. Harflerin ve kelimelerin işlenmesine bağlı olarak meydana getirilen algoritmalar sayesinde, matematiksel formüller, karmaşık kelimelerin oluşturduğu cümleleri yorumlama ve yoruma dayalı formülasyonlar geliştirilmeye başlanmıştır. Bu gelişmeler yapay zekâ dünyasının hızla değişmesine ve gelişmesine olanak sağlayarak, gelecekte yapılacak çalışmaların hızlı ve kolay yapılabilmesine olanak sağlamıştır. Yapay zekânın altın yılları arasında devrim niteliğinde birçok yeni gelişme gerçekleştirilmiştir. Tarihsel akışı göz önünde bulundurarak bu süreci incelemek gerekirse; 1958 yılında yapay zekânın isim babası olarak bilinen John McCarthy, en eski programlama dili olarak bilinen ve günümüzde hâlâ yapay zekâ veya diğer yazılım çalışmalarında sıklıkla kullanılan Lips yazılım dilini geliştirmiştir.

1952 yılında kendi kendine öğrenme kabiliyeti taşıyan Dama Oynama Programı'nın mucidi Arthur Lee Samuel, 1959 yılında tarihte ilk kez 'Machine Learning (Makine Öğrenmesi)' teriminden bahsetmiştir.

1961 yılında Amerikalı mucit George Devol tarafından tarihte ilk kez endüstriyel alanda hizmet için üretilen Unimate olarak adlandırılan robot, A.B.D'de bulunan ve araç üreticisi olan General Motors'da kullanılmaya başlanmıştır. Unimate, insanlara ihtiyaç duymadan montaj yapabilme özelliğine sahipti.

1964 yılında Amerikalı bilgisayar uzmanı Daniel G. Bobrow tarafından yapay zekâ programı olarak nitelendirilen 'STUDENT (ÖĞRENCİ)' isimli program geliştirilmiştir. Bobrow bu süreçte Lips yazılım dilini kullanmıştır. Ayrıca, bu program yukarıda bahsedildiği üzere Natural Language Processing (NLP)'nin doğuşunun ilk adımı olmuştur. Geçmiş yıllarda yapılan çalışmalar ve bu çalışmalara bağlı olarak gelişen ve biriken bilgiler ışığında, 1994-1966 yılları arasında Alman bilgisayar bilimcisi Joseph Weizenbaum tarafından ELIZA olarak adlandırılan sohbet robotu oluşturulmuştur. Bu sohbet robotu insanlar ile karşılıklı olarak ingilizce sohbet edebilme yeteneğine sahipti. Bu yeteneği sayesinde ELIZA, erken doğal dil işleme programı olarak bilinmektedir.

1966 yılında, SRI (Stanford Araştırma Enstitüsü)'da Yapay Zekâ Merkezi kurucusu Charles Rosen ve arkadaşları, kendi yapacağı hareketleri (eylemleri) kendisi düşünebilen Shakey the robot olarak adlandırılan mobil robotu ürettiler. Bu robot geçmiş zamanlarda üretilen robotlardan farklı olarak, insanlar tarafından sırasıyla verilecek talimatlara ihtiyaç duymamıştır. Yani, diğer robotlar eylem yapabilmek için belirli talimat sıralamalarına ihtiyaç duyarken, Shakey the robot verilen tüm talimatları dinleyerek kendi başına uygun sıralamayı analiz ederek eylemlerini gerçekleştirmiştir.

1968'de bilim kurgu kategorisinde yayınlanan 2001: Bir Uzay Destanı filminde HAL 9000' e (Sezgisel olarak programlanmış ALgoritmik bilgisayar) yer verilmiştir. Bu filmde HAL 9000, yapay zekâ ile oluşturulmuş kötü karakterdir ve en büyük düşman olarak anlatılmıştır. HAL yapay zekâ ürünü olduğu için filmde anlatılan iyi karakterlerin (astronotlar) bulunduğu Discovery One uzay aracını kendi başına kontrol edebildiği ve uzay aracında bulunan astronotlar ile gerçek bir insan gibi etkileşimde bulanabildiği filmde anlatılmıştır.

1968-1970 yılları arasında Amerikalı bilgisayar bilimci Terry Winograd erken doğal dil anlayabilen SHRDLU olarak adlandırılan bilgisayar programını geliştirmiştir. Bu program insanlarla karşılıklı olarak basit diyologlar kurabilme yeteneğine sahipti.

1970-1973 yılları arasında Japonya'da yapay zekâ tarihinde devrim niteliğinde yeni bir buluş gerçekleştirilmiştir. Japon bilim insanları belirli kalıplar üzerinde oluşturdukları matematiksel ve kelime algoritmalarını kullanarak waBOT-1 olarak adlandırılan antropomorfik robot ürettiler. waBOT-1 'in en temel yetenekleri arasında insanlar gibi görme ve konuşma özellikleri yer almaktadır.

Bilim insanlarını oldukça oldukça heyecanlandıran bu gelişmeler 1974'lü yıllara kadar popülerliğini korumayı başarmıştır. Ancak, 70'li yılların ortalarına doğru yavaş yavaş popülerliğini kaybetmeye başlayan bu konu, bazı bilim insanlarının eleştirilerine bağlı olarak gelişim ve ilerleme desteği (ör; finansman) görememiştir. Daha sonra yapay zekâ'nın gerilemesini kabul etmek istemeyen bazı bilim insanları, Connectionism metodu altında sinir ağları olarak ifade edilen insan beyninin yapay kopyasını oluşturmaya çalışmışlardır. Ancak bu çalışmalarda oluşturulan en etkili ve başarılı olduğu düşünülen programlar bile, çalışmalar esnasında meydana gelebilecek basit sorunlarla mücadele edebilirken, karmaşık sorunlarla mücadele konusunda yeterli değillerdi. Bu durumdan dolayı sinir ağları projesi durdurulmak zorunda kalınmıştır.

Paylaş:

Yorum Yap (*Yorumunuza kod eklemek isterseniz Kod Parçacığı Ekle butonuna tıklayarak ekleyebilirsiniz.)

Yorumlar

Henüz hiç yorum yapılmamış, ilk yorum yapan sen ol.