Yapay Zeka Tarihçesi

Yayın tarihi :04-Ara-21

Yapay zekanın doğuşu günümüzde insanlar tarafından oldukça yakın tarihli olarak düşünülmektedir. Ancak, yapay zeka terminin dünya literatürüne evrensel bir şekilde ilk girdiği zaman (Dartmouth Konferansı) 1956 yılına dayanmaktadır. 1956 yılından önce ise, geçmiş yazıtlarda ve kaynaklarda (resim, heykel vb.) incelemeler gerçekleştiren araştırmacılar, eski medeniyetler olarak bilinen Antik Yunan ve Çin Mitlerinde, insanlarının yapay zeka ile dolaylı bir bağlantı içinde olduğunu düşündürmüştür. Günümüzde, bu konunun en önemli savunucularının başında, Antik Yunan Mitoloji tarihi üzerinde araştırma yapan Amerikalı bilim tarihçisi Dr. Adrienne Mayor'dur. Mayor, eski Yunan mitolojisinin anlatıldığı kaynakları incelemiş ve eski medeniyetlerde bile robotlaşma düşüncesinin, o dönemlerde yaşayan insan zihinlerini meşgul ettiğini düşünmektedir. Mayor daha sonra bu düşüncesini, akademik platformlarda ve kendi yazmış olduğu 2018 yayın tarihli Gods and Robots isimli kitabında dile getirmiştir. Yunan Mitolojisinde önemli bir dönemi anlatan Talos mitolojisi üzerinde detaylı çalışmalar gerçekleştiren Mayor, savunduğu düşüncenin doğruluğu açısından farklı tezleri öne sürmüştür. Kısaca Talos mitine bakılacak olunursa; Talos, Yunan didaktik şiirin babası olarak nitelendirilen Hēsíodos'un eseridir ve Hephaestus (Yunan icat ve demircilik tanrısı) tarafından inşa edilen dev bir bronz insan olarak tasvir edilir. Bu mit’te Talos, inanışa göre Tanrıların ve İnsanların Babası olarak ifade edilen Zeus tarafından, Yunanistan'ın Girit adasını düşmanlardan korumakla görevlendirilmiştir. Koruma görevi boyunca adaya yaklaşan düşman gemilerine kaya parçalarını attığı ve her gün adayı baştan başa 3 kere dolaşması, Talos'un insanüstü özellikler taşıdığının en önemli kanıtlarındandır. Mayor'a göre, anlatılan bu hikâye M.Ö 700'lü yıllarda yaşandığından dolayı, yapay zekanın temeli günümüzden yaklaşık 2700 yıl öncesine dayanmaktadır. Ayrıca, Rodos'lu Apollonios tarafından kaleme alınan ve epik şiir özelliği taşıyan Argonautica'da, Yunan Mitolojisinde tanrıların kanı olarak tasvir edilen Ichor 'un bir tüp içerisinde bulunduğu ve Talos'a ölümsüzlük kattığından bahsedilir. Yine bu eserde, Antik Yunan tarihinde en büyük büyücülerden birisi olarak bahsedilen Medea'nın, Talos'u yenebilmek için ölümsüzlük tüpünün vidasını açtığı ve yaşam kaynağı sıvısının boşalması sonucunda Talos'un yenildiği anlatılmaktadır. Mayor'a göre Talos mitinden farklı olarak, MÖ 730-700 yıllarında Hēsíodos tarafından kaleme alınan Theogonía (Tanrıların Doğuşu) adlı şiirde bahsedilen ve Yunan Mitolojisinde ilk kadın olarak tasvir edilen Pandora, yapay zekanın o devirlerde zihinleri meşgul ettiğinin kanıtı olarak savunulmaktadır. Günümüzde Pandora hikâyesi kötülük kutusunun açılması sonucu gerçekleşen bir lanetin başlangıcı olarak anlatılsa da Theogonía'ın orijinal metninde Pandora, Hephaestus tarafından oluşturulan ve Zeus 'un kontrolünde dünyaya ateşi keşfeden insanları cezalandırmak için gönderilen yapay bir kadın olarak tasvir edilmektedir. Mayor ayrıca, Antik Yunan tarihinde oldukça önemli bir konumda bulunan İyonya'lı ozan Homeros tarafından yazılan bazı eserlerde, Hephaestus'un oluşturduğu ve oldukça küçük altın formunda bulunan yapay robotik hizmetçilere yer verildiğini savunmaktadır. Bu bilgilerden hareketle, bilim tarihçisi Dr. Adrienne Mayor, Antik Yunan devrinde yaşayan Hēsíodos 'un ve Homeros' un eserlerini baz alarak, yapay zeka bilinen tarihte ilk kanıtlarının, M.Ö 700'lere yani günümüzden yaklaşık 2700 yıl öncesine kadar dayandığını savunmaktadır.

Çin medeniyetinin yazılı kaynakları incelendiği zaman, M.Ö IV'lü yıllarda Taoizm düşüncesinin anlatıldığı ve bu yüzyılda yaşamış olan bir bilgenin felsefi düşünceleri ve hikâyelerinden oluşan Lieh-tzu olarak isimlendirilen yazılı metinlerde, insanlar gibi davranış gösterebilen ancak insan olmayan bir robot tasvir edilmiştir. Bahsedilen bu durumlara ek olarak, eski çağlardan orta çağa gelindiği zamanlarda da günümüze kadar ulaşmış yazılı veya şekilsel olarak ifade edilen kaynaklarda, mitolojik çerçevede betimlenen robot tasvirlerine mümkün olduğunca yer verildiği görülmektedir. Bu bilgiler göz önüne alındığı zaman, çok eski çağlarda bile insan zihinlerinde robotlaşma düşüncesinin yer aldığı söylenebilir. Bahsedilen bu olaylar mitoloji çerçevesinde olduğundan ve olayların gerçekleştiği tarihlerde teknolojik olarak yeterli imkân olmadığından dolayı, robotlaşma düşüncesinin teorik olarak düşünüldüğünü ve pratiğe dökülmediğini söyleyebiliriz. Bahsedildiği üzere eski çağlarda yaşamış insanların, zihinlerinin bir ürünü olarak tasvir edilen robotlaştırma fikri, günümüz yapay zeka uygulamalarının temel köklerini oluşturduğunu söyleyebiliriz. Sonuç olarak filozoflarının robotlaşma düşüncelerinin soyut modellemeleri, günümüzde bilinen yapay zeka uygulamalarının temel başlangıç noktası olarak kabul edilebilir.

Paylaş:

Yorum Yap (*Yorumunuza kod eklemek isterseniz Kod Parçacığı Ekle butonuna tıklayarak ekleyebilirsiniz.)

Yorumlar

Henüz hiç yorum yapılmamış, ilk yorum yapan sen ol.